zorunlu arabuluculuk sonrası dava açma süresi
·

Zorunlu Arabuluculuk Sonrası Dava Açma Süresi

Zorunlu Arabuluculuk Sonrası Dava Açma Süresi

Bazı tür uyuşmazlıkların hiç yargıya intikal etmeden tarafların bir araya gelerek çözümlemesi neticesinde yargının iş yükünün azalacağı düşüncesiyle hayatımıza giren ve uygulamada ekseriyetle yıllarca sürecek yargılamaları biraz daha uzatmaktan pek de öteye geçemeyen arabuluculuk sürecinin sonuçlandırılması için birtakım azami süreler mevcuttur. Peki bu arabuluculuk süreci sonuçlandırıldıktan sonra uyuşmazlığın özüne ilişkin davanın ne zaman açılması gerekir veya başka bir anlatımla zorunlu arabuluculuk sonrası dava açma süresi nedir?

Arabuluculuk Görüşmeleri Süresi

Kanunda Arabuluculuk görüşmelerinin ne kadar sürede sonuçlandırılacağına ilişkin azami sınırlar belirtilmiştir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlıklı 18/A maddesinin 9 fıkrasında “Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren üç hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla bir hafta uzatılabilir.” denilmektedir.

Buna göre arabuluculuk süreci kural olarak üç hafta içerisinde sonuçlandırılacak, zorunlu hâllerin varlığında ise arabulucunun takdiri ile bir hafta daha uzatılarak en geç bir ay içerisinde nihayete erdirilecektir. Bu kural; tarafların katılmaması, taraflara ulaşılamaması, tarafların görüşememesi, tarafların anlaşması ya da anlaşamaması gibi her halde uygulanacak ve süreç en geç 3 hafta + 1 hafta içerisinde sonuçlanacaktır.

iş hukuku avukatı izmir iş avukatı

Zorunlu Arabuluculuk Sonrası Dava Açma Süresi Var mı

Yukarıda bahsedilen 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nda arabuluculuk sürecinin nasıl işlemesi, ne kadar sürede tamamlanacağı, ne şekillerde tamamlanacağı gibi hususlar belirtilmiş olmasına rağmen arabuluculuk sürecinin anlaşamama ile tamamlanıp anlaşamama tutanağı düzenlendikten sonra buna binaen ne kadar süre içerisinde dava açılması gerekeceği düzenlenmemiştir.

Hal böyle iken, kanun koyucunun buna bir sınır getirmediği gözetildiğinde arabuluculuk sonrası herhangi bir tarihte davanın açılabileceği sonucu çıkmaktadır. Esasen, uyuşmazlık konusu şeye ilişkin zamanaşımı veya hak düşürücü geçmeden ikame edilecek dava yerinde olacağı gibi zamanaşımı veya hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davalarda dahi mahkemenin ret sebebi arabuluculuk sürecinden sonra davanın süresinde açılmaması olmayacak, buna mukabil esasa ilişkin sürede davanın süresinde açılmaması olacaktır.

Sözün özü halihazırdaki mevzuata göre arabuluculuk sonrası dava açma süresi öngörülmediğinden anlaşamama tutanağı düzenlendikten sonra davanın istenilen tarihte açılmasında bir beis yoktur. Yani, arabuluculuk sonrası dava açma süresi yoktur. Öte yandan işe iade konulu arabuluculuk dosyaları bu durumun bir istisnası niteliğindedir. Şöyle ki;

Zorunlu Arabuluculuk Sonrası Dava Açma Süresi İçtihatları

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 2020/330 E. 2022/304 K. ve 23.02.2022 Tarihli kararına göre: “İstinaf başvurusunda bulunan davalı vekili dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu, müvekkil şirket tarafından davacı tarafa 20/01/2017 tarihinde ödeme yapıldığını, arabulucuk son oturum tutanağının 19/01/2019 tarihinde imzalanmış olup davacının dava açma süresinin dolduğunu, son arabuluculuktan sonra ve KTK’nın 111.maddesinde düzenlenen hak düşürücü süre geçmiş olduğundan davanın reddi gerektiğini, bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, trafik kazası sonucu maruz kalınan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usuli işlemlerin kanuna uygun şekilde yapılarak, aşamalarda ileri sürülen iddia ve cevapların denetimi sağlayacak biçimde eksiksiz sergilenip, hükme esas alınan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve özellikle; arabuluculuk görüşmesinin sona ermesi ve son tutanağın imzalandığı tarihten sonra dava açmak için bir süre öngörülmemiş olmasına; ibranın kalıcı iş göremezlik tazminatı yönünden yapılması nedeniyle sakatlık teminatı klozuna, eldeki davada talep edilen bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik tazminatının ise sağlık gideri klozuna dahil olması nedeniyle KTK’nun 111/2. maddesinin somut olaya uygulanmasının mümkün bulunmamasına göre; davalı vekili tarafından yapılan istinaf itirazları yerinde görülmemiş ve başvurunun HMK’nın 353/1-b,1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.”

Arabuluculuk Sonrası İşe İade Dava Açma Süresi

Diğer arabuluculuk görüşmelerinin aksine işe iade istemli dava şartı arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamama sonrasında belirli bir dava açma azami süresi mevcuttur. Zira, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. Maddesi hükmü; “İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabilir.” şeklindedir.

Buna göre, işe iade istemi ile dava şartı zorunlu arabuluculuğa başvurulması halinde arabuluculuk anlaşamama tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde dava açılması gerekir. Bu süre hak düşürücü süredir. Kanun koyucunun, diğer arabuluculuk süreçlerinin aksine bu şekilde bir süre kısıtlamasının getirilmesinin esas sebebi; işe iade davalarında her geçen sürenin işçinin aleyhine sonuç doğuracağı, boşta kalan işçinin geçimini sağlayamayacağı ve nihayetinde mahkeme kararında hakkına kavuşsa bile kavuşabileceği bir hakkının kalmayacağı düşüncesinden doğmuştur.

Arabuluculuk Sonrası İşe İade Dava Açma Süresi – İçtihatlar

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin 2020/155 E. 2020/190 K. ve 02.10.2020 Tarihli kararına göre: “Dosya kapsamındaki yazı, bilgi ve belgelere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmamasına, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere göre ve özellikle 7036 sayılı Kanunun 11. maddesi ile değişik 4857 sayılı İş Kanununun 20. maddesindeki yasal düzenleme gereği bakıldığında, dosyadaki arabuluculuk son tutanak düzenleme tarihinin 13/11/2019 olduğu, tutanağın taraflarca imzalandığı, HMK 92/2 maddesi düzenlemesine göre 2 haftalık sürenin 27/11/2019 günü sona erdiği, arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren iki haftalık yasal süreden sonra 28/11/2019 tarihinde açılan davanın, hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra açılmış olduğu anlaşıldığından, HMK’nın 359. maddesine 28/07/2020 tarihli 31199 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanunun 38. maddesiyle eklenen fıkra ile HMK’nın 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.”

İhtiyari Arabuluculuk Sonrası Dava Açma Süresi

Yukarıda dava şartı arabuluculukta dava açma süresinin düzenleyen genel bir hükmün olmadığını, yalnızca işe iade davalarında dava şartı arabuluculuk için dava açma süresinin düzenlendiğini ve bu sebeple dava şartı arabuluculuk sonrası dava açma süresinin olmadığını izah etmiştik.

Nitekim, ihtiyari arabuluculukta da aynı durum söz konusu olup ihtiyari arabuluculuk sonrası da herhangi bir dava açma süresi bulunmamaktadır. İhtiyari arabuluculuk akabinde uyuşmazlığın özüne ilişkin dava herhangi bir tarihte açılabilecek olup, ihtiyari arabuluculuk sonrası süresinde dava açılmadığı gibi bir sebeple mahkeme davayı reddetmeyecektir.

Av. Efehan Mihai Erginer

www.adagiohukuk.com adresinde ve sosyal medya hesaplarımızda yer alan bütün makale, yazı, içerik ve görsellerin telif hakkı Adagio Hukuk Bürosuna aittir. İşbu içeriklerin, mahkeme ve diğer kurumlara ibraz edilecek dilekçelerde kullanılması dışında yazılı izin olmaksızın kopyalanarak, özetlenerek veya sair şekillerde paylaşılması gibi her çeşit intihal durumunda gerekli hukuki ve cezai yollara başvurulacaktır.

KVKK Aydınlatma ve Açık Rıza Metni