Fiil Ehliyeti Kapsamı (TMK madde 9 – Adagio TMK Şerhi)
Yazı İçeriği
TMK Madde 9 – Fiil Ehliyeti Kapsamı
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “Gerçek Kişiler” kısmının “Kişilik” bölümü altında düzenlenen fiil ehliyeti kapsamı ile ilgili TMK madde 9; “Fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir.”
Fiil Ehliyeti Nedir
Davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez. Nitekim TMK madde 9 ve devamı hükümlerinde buna ilişkin düzenlemeler yer almakta olup fiil ehliyetine ilişkin kurallar belirlenmiştir.
Fiil ehliyeti; kişinin iradi davranışları ile hak kazanabilmesi veya borç altına girebilmesidir. Bu minvalde fiil ehliyetine sahip kişilerin yapmış olduğu hukuki fiillerin (haklarında ve borçlarında değişiklik yapabilme, bunları devredebilme veya bunlara son verebilme gibi) sonuçlarının fiili gerçekleştiren kişiye isnat edilebilmesidir. (Oğuzman/ Seliçi/ Oktay-Özdemir, Kişiler Hukuku, b.20, s.51) Esasen TMK madde 9 hükmü ile yalnızca fiil ehliyetinin kapsamı belirlenmiş olup fiil ehliyetine ilişkin diğer hususlar devamı maddelerde düzenlenerek açıklanmıştır.
Fiil Ehliyeti Ne Zaman Başlar
Hak ehliyetinden bahsederken hak ehliyetinin insanı ana rahmine düştüğü andan itibaren etkili olmak kaydıyla tam ve sağ doğumu ile başladığını ve ölümü ile sona erdiğini belirtmiştik.
Öte yandan hak ehliyetinin aksine fiil ehliyeti insanın doğumu ile birlikte başlamaz. Aksine fiil ehliyeti sonradan kazanılan bir ehliyettir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 9-16. Maddeleri arasında düzenlenen fiil ehliyeti, kanunun herhangi bir fiile ehil olabilmek için aradığı şartlar sağlandığından kazanılır, bir başka anlatımla fiil bakımından kanuni şartlar sağlandığı andan itibaren fiil ehliyeti başlar.
Fiiller Bakımından Fiil Ehliyeti
Somut olayda kişi bakımından fiil ehliyetin varlığı sorgulanacak ise tespit edilmesi gereken ilk husus fiilin türüdür. Zira, somut olayda uyuşmazlık bir fiili gerçekleştirmeye A kişisinin fiilen ehil olup olmadığı ise kanunun, söz konusu fiil bakımından fiil ehliyetinin varlığını gerekli görüp görmediği sorusuna verilecek cevaba göre uyuşmazlık giderilecektir. Nitekim bu da söz konusu fiilin türünün belirlenmesi ile mümkün olacaktır.
Hukuki İşlemlerde Fiil Ehliyeti
Hukuki işlem ile anlatılmak istenen kişinin; borçlandırıcı ve kazandırıcı işlemler yapabilme ehliyeti ile tasarruf işlemi yapabilme ehliyetidir. Bir kişinin borçlandırıcı işlem yapabilmesi yani kendini bir borç/ yükümlülük altına sokabilmesi, kazandırıcı işlem yapabilmesi, tasarruf yetkisini haiz olsa dahi bir hak veya borç üzerinde tasarrufta bulunabilmesi için fiil ehliyetinin varlığı şarttır.
Hukuki İşlem Benzeri Fiillerde Fiil Ehliyeti
Hukuki işlem benzeri fiiller; ihtarname düzenleme, mehil/ mühlet/ süre verme gibi bir hukuki sonucun doğması için kişinin iradesini açıklaması hallerinde söz konusu olur. Kural olarak hukuki işlem benzeri fiilleri de gerçekleştirebilmek için fiil ehliyetinin varlığı şarttır.
Buna mukabil, hukuki işlem benzeri fiillerin gerçekleştirilmesi bakımından fiil ehliyetinin aranmadığı istisnalar da mevcuttur. Örnek olarak; satım sözleşmelerinde satım konusu malın ayıplı olması halinde alıcının ayıp ihbarında bulunması hukuki işlem benzeri fiillerden olsa da ayıp ihbarında bulunan bakımından fiil ehliyetinin varlığı aranmaz. Zira, bir hakkın yitirilmesini önleyen ve hak doğuran beyanları sınırlı ehliyetsizler de tek başlarına yapabilir. (Oğuzman/ Seliçi/ Oktay-Özdemir, Kişiler Hukuku, b.20, s.54)
Maddi Fiillerde Fiil Ehliyeti
Maddi fiillerde, hukukumuz kural olarak maddi fiili gerçekleştirenin iradesine bakmaksızın fiilin dış dünyada yarattığı görünüşe sonuç bağlamış olduğundan fiil ehliyeti aranmaz. Ancak, maddi fiil neticesinde meydana gelen sonuç fiili ehliyeti haiz olmayan kişinin aleyhine etki yaratacak ise artık, ehliyetsizlerin davranışlarının zararlı sonuçlarından korunması ilkesi kapsamında fiil ehliyetine ilişkin hükümlerin kıyasen uygulanacağı söylenebilir.
Öte yandan istisnai olarak maddi fiili gerçekleştiren kişinin iradesine hukukun sonuç bağladığı görülebilir. Bu gibi hallerde maddi fiili gerçekleştirenin iradesi ön planda olduğundan maddi fiilin sonuçları bakımından fiili ehliyet şart olacaktır. Örnek olarak; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 775. Maddesinde bir eşyanın işlenerek farklılaştırılması düzenlenmiş olup iyi niyetli olmaya birtakım hukuki sonuçlar bağlanmış olup bu gibi hallerde fiili ehliyet aranacaktır. (Oğuzman/ Seliçi/ Oktay-Özdemir, Kişiler Hukuku, b.20, s.54)
Usuli İşlemlerde Fiil Ehliyeti
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 51. Maddesinde “Dava ehliyeti, medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir.” denilmektedir. Buna göre davada usuli bir işlem gerçekleştirebilmek için işlemi yapacak kişinin fiili ehliyetinin varlığı aranır.
Hukuka Aykırı Fiillerde Fiil Ehliyeti
Hukuka aykırı fiiller; genel davranış kurallarına aykırılık, borca aykırılık, haksız fiil gibi hallerde söz konusu olup fiil ehliyeti olmayan kişilerin hukuka aykırı fiillerinden sorumlu olup olmadığı yani sorumluluk ehliyetlerinin bulunup bulunmadığı somut olayın şartlarına göre takdir edilecektir.
TMK Madde 9 – İçtihatlar
Özet: Bonoların düzenlendiği tarihte borçlunun fiili ehliyeti bulunmadığı anlaşıldığından hakkında yapılan takibin iptali gerekir. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2019/4251 E. 2019/11869 K. ve 03.07.2019 Tarihli kararına göre:
“Somut olayda, mahkemece, hükme esas alınan 27/07/2018/3662 sayılı Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda borçlu …’in 28.03.2014 ve 02.06.2014 tarihlerinde hukuki ehliyete haiz olmadığının belirtildiği anlaşılmıştır. Fiil ehliyeti kamu düzeniyle ilgili olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Bu durumda bonoların düzenlenme tarihleri itibariyle fiil ehliyeti bulunmayan borçlu hakkında takip yapılamayacağından, mahkemece, borçlu aleyhinde yapılan takiplerin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.”
Özet: Fiili ehliyetsizlik kamu düzenini ilgilendiren bir konu olduğundan şüpheye düşüldüğünde mahkemece ilgilinin fiili ehliyet durumu re’sen araştırılmalı, deliller toplanmalı ve Adli Tıp Kurumundan alınacak rapor doğrultusunda da sonuca göre karar verilmelidir. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2006/11386 E. 2006/13273 K. ve 28.12.2006 Tarihli kararına göre:
“hukuki ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olduğu gözetilerek önemine binaen öncelikle incelenmesi, tarafların bu yönde bildirecekleri tüm delillerin toplanması, varsa davacıya ait sağlık kurulu raporları, hasta müşahede kağıtları, reçeteler vs. istenmesi, tüm dosyanın Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesi, akit tarihinde davacının ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınması, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde hile iddiasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yeti-nilerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.”
Özet: Mahkeme huzurunda yemin edecek kişi yemin etmeden evvel fiil ehliyetini kaybederse yemin teklif edilmemiş sayılır. Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 2014/2688 E. 2014/9823 K. ve 05.05.2014 Tarihli kararına göre:
“Yemin edecek taraf gerçek kişi olup, yeminden evvel ölür veya fiil ehliyetini kaybederse yemin teklif edilmemiş sayılır. Yemin, bizzat tarafa teklif olunur ve tarafça eda yahut iade olunur. Taraflardan biri tüzel kişi yahut ergin olmayan veya kısıtlı bir kimse ise onlar adına yapılmış bir işleme ilişkin vakıanın ispatı için yemin, tüzel kişiyi temsile yetkili kişi veya organ yahut kanuni mümessil tarafından eda ya da iade olunabilir (6100 sayılı Yasa Md. 229 ilâ 232).”
Özet: Tapu iptali ve tesciline konu taşınmazın müteveffanın verdiği vekalet ile satıldığı davada müteveffanın vekaleti verdiği ve tapuda işlemin yapıldığı tarihlerde fiil ehliyetinin bulunmadığı saptandığından tapuda satış işleminin geçerli olmadığı ve karşı tarafın iyiniyetli olmasının işlemi geçerli hale getirmeyeceği belirtilmiştir. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2022/6459 E. 2023/3975 K. ve 05.07.2023 Tarihli kararına göre:
“Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin 18.05.2022 tarihli ve 2017/78 Esas, 2022/196 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakan …’nun terekesine temsilci olarak …’ın atandığı, tereke temsilcisi davaya dahil edilerek yargılamaya devam edildiği, Adli Tıp Kurumunun 26.03.2012 tarihli raporunda mirasbırakanın vekalet verdiği 20.08.2003 ve tapuda işlemin yapıldığı 12.08.2005 tarihlerinde fiil ehliyetinin bulunmadığının belirtildiği, fiil ehliyeti bulunmayan kişinin yapacağı işlemlerin sonuç doğurmayacağı, karşı tarafın iyiniyetli olmasının da işlemi geçerli kılmayacağı, davalıya yapılan satış işleminin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir… emyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.”
TMK Madde 9 – Gerekçesi
Yürürlükteki Kanunun 9 uncu maddesini karşılamaktadır.
Maddenin konu başlığında “II. Medenî hakların kullanılması” ifadesi yerine, bir önceki maddede “hak ehliyetinin” düzenlendiği göz önünde tutularak “II. Fiil ehliyeti” ifadesi, kenar başlığında “1. Mevzuu” yerine “1. Kapsamı” sözcüğü kullanılmıştır. Gerçekten de bu madde, fiil ehliyeti açısından hak sahibinin hukukî konumunu ve fiil ehliyetinin hak sahibine neler tanıdığını belirleyen bir maddedir. Bu sebeple maddede, fiil ehliyetinin “mevzuu” değil, daha isabetli olarak “kapsamı” ifadesi kullanılmıştır.
Maddede yer alan “iktisaba da iltizama da ehildir” deyimi yerine “kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir.” Deyimi kullanılmak suretiyle fiil ehliyetinin hak sahibine kapsam itibarıyla tanıdığı hukukî durum açıklığa kavuşturulmuştur.
TMK Madde 9 – Mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi 9. maddesi
TMK madde 9 karşılığı mülga 743 sayılı TKM m.9; II. Medeni hakların kullanılması – 1 – Mevzuu – Madde 9; Medenî hakları kullanmağa salâhiyettar olan kimse iktisaba da iltizama da ehildir.
TMK Madde 9 – Karşılık Mehaz İsviçre ZGB Hükmü
TMK madde 9 hükmüne karşılık gelen mehaz İsviçre ZGB hükmü; II. Handlungsfähigkeit 1. Inhalt Art. 12 Wer handlungsfähig ist, hat die Fähigkeit, durch seine Handlungen Rechte und Pflichten zu begründen.
Av. Efehan Mihai Erginer
www.adagiohukuk.com adresinde ve sosyal medya hesaplarımızda yer alan bütün makale, yazı, içerik ve görsellerin telif hakkı Adagio Hukuk Bürosuna aittir. İşbu içeriklerin, mahkeme ve diğer kurumlara ibraz edilecek dilekçelerde kullanılması dışında yazılı izin olmaksızın kopyalanarak, özetlenerek veya sair şekillerde paylaşılması gibi her çeşit intihal durumunda gerekli hukuki ve cezai yollara başvurulacaktır.