mütelahik dava nedir
·

Mütelahik Dava Nedir

Mütelahik Dava Nedir? (Hakların Yarışması, Hakların Telahuku)

Mütelahik dava, istenilen sonuca dayanak olarak birden fazla hukuki sebebin gösterildiği dava türüdür. Bu dava türünde davaya konu edilen haklar yarışarak (hakların telahuku) yarışan haklardan herhangi birine dayalı talep sonucunun kabulü istenir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119/1. maddesinde dava dilekçesinde bulunması gerekenler sayılmıştır: “Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur: a) Mahkemenin adı. b) Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri. c) Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası. ç) Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri. d) Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri. e) Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri. f) İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği. g) Dayanılan hukuki sebepler. ğ) Açık bir şekilde talep sonucu. h) Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası.”

Buna göre dava dilekçesinde 3 sac ayağın bulunması gerektiği söylenebilir. Bunlar; iddia (olay, vakıalar ve bu vakıaları gösterir deliller), talep sonucu (iddialara istinaden dava ile arzu edilen talep sonucu) ve nihayet hukuki sebep (talebin dayandığı hukuki sebep, hak) unsurlarıdır.

Nitekim Mütelahik davada, bu 3 sac ayaktan davanın hukuki sebebinin unsuru, birden fazla olmakta ve talep sonuçları aynı olan birden fazla hukuki sebep öne sürülmektedir. Buna göre hâkim, yarışan/ telahuk eden haklardan herhangi birini hukuk ilke ve kurallarını gözeterek tercih ederek hüküm kurar.

Mütelahik davada önem arz eden diğer bir husus ise hâkimin hangi hukuki sebebi tercih ederek hüküm kuracağı meselesidir. Esasen, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 33. maddesi hükmünde; “Hâkim, Türk hukukunu resen uygular.” denilmektedir.

Bunun gibi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 60. maddesi de “Bir kişinin sorumluluğu, birden çok sebebe dayandırılabiliyorsa hâkim, zarar gören aksini istemiş olmadıkça veya kanunda aksi öngörülmedikçe, zarar görene en iyi giderim imkânı sağlayan sorumluluk sebebine göre karar verir.” hükmünü havidir.

Görüleceği üzere hukukumuz, hâkime davayı aydınlatma ve çözümleme yükü yüklemiştir. Bu minvalde hâkim, tarafların terditli taleplerini dikkate alarak hukuki sebepler arasında aslilik – fer’ilik ilişkisini inceler ve asli hukuki sebebi öncelikli dikkate alır, lex specialis ilkesini dikkate alarak özel kanun – genel kanun ilişkisini inceler ve özel kanundan kaynaklanan hukuki sebebi dikkate alır ve nihayet ilgili mevzuata göre tarafların dayanmadığı hukuki sebepleri ile taraf iradesini de dikkate alır ve tarafın en lehine olacak hukuki sebebe dayanarak hükmünü kurar.

Sözün özü, Türk hukukunda hâkim, dilekçelerdeki sebepler ile bağlı olmayıp davanın ve hükmün hukuki sebebini bizzat kendisi tayin edecektir. Ancak, uygulamada hem yargıya iş kolaylığı sağlamak hem de iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında tarafların savlarını kuvvetlendirmeleri adına mütelahik dava yoluna başvurulmasında yarar vardır. Bu hususa değinen yüksek mahkeme içtihatlarından da örnek vermek gerekirse;

Mütelahik Dava Yargıtay Kararları

Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2021/3170 E. 2022/492 K. ve 02.02.2022 Tarihli kararına göre: “Aynı talep sonucunun birden fazla hukuki sebebe (kanun hükmüne) dayanması halinde hakların yarışması söz konusu olur. Bir hadisede kanunun iki hükmünün dahi tatbiki mümkün bulunan hallere hukuk dilinde ”hakların telahuku” denilmektedir. Böyle bir halin kabulü için tatbiki mümkün görünen hükümlerden birinin diğerine göre hususi hüküm mahiyetinde bulunmaması şarttır. Çünkü umumi hükümle hususi hüküm karşılaştığı zaman, hadiseye ancak hususi hüküm tatbik olunabilmesi, hukukun umumi kaidelerindendir. Hakların telahukunun (yarışmasının) söz konusu olabilmesi için, aynı isteğin kanundaki iki ayrı (birden fazla) hükme göre de haklı görülmesi şarttır (Nihat Yavuz – 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun Getirdiği Önemli Değişiklikler ve Yenilikler – Ankara 2012 – Sayfa 125 vd., YİBK 4.6.1958 tarih – 15/6 sayılı Karar). Hakların yarışmasında, tek bir dava sebebine dayanılmakta olup, davanın bir tek talep sonucu vardır. Ancak bu bir tek talep sonucunu haklı gösteren hukuksal sebepler (kanun hükümleri) birden fazladır. Bu durumda zarar gören açıkça dava dilekçesinde hangi sorumluluk sebebine dayandığını açıklamış olabilir. Davacı olayda birden fazla sorumluluk sebebi bulunması karşısında, davasını bunlardan birine izafe edebilir. Hâkim, davacının bildirdiği hukuki sebeple bağlı olmayıp, davacının dayandığı dava sebebine uygulanacak kanun hükmünü kendiliğinden araştırıp bulmak ve uygulamakla yükümlü olduğundan, hakların yarışması durumunda da davacının yarışan kanun hükümlerini noksan göstermiş veya hiç göstermemiş olmasının bir önemi yoktur. Hâkim davaya uygulanacak kanun hükümlerini kendiliğinden araştırıp bulmakla yükümlüdür. Burada, hâkimin yarışan kanun hükümlerinden davacı için daha elverişli olan kanun hükmünü kendiliğinden gözetip uygulaması gerekmektedir.”

Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2015/12948 E. 2015/20486 K. ve 04.06.2015 Tarihli kararına göre: “İş Kanunu’nun 22. Maddesi uyarınca da “İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21 inci madde hükümlerine göre dava açabilir””. Diğer taraftan, 04.06.1958 gün ve 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, maddi olayları açıklamak taraflara, ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak yasa hükümlerini tespit etmek ve uygulamak hakime ait bir görevdir. Bir uyuşmazlıkta hakların yarışması kapsamında birden fazla hukuk kuralının uygulanması sözkonusu olduğunda, tarafın en lehine olan hükmün uygulanması gerekir.

Av. Efehan Mihai Erginer

www.adagiohukuk.com adresinde ve sosyal medya hesaplarımızda yer alan bütün makale, yazı, içerik ve görsellerin telif hakkı Adagio Hukuk Bürosuna aittir. İşbu içeriklerin, mahkeme ve diğer kurumlara ibraz edilecek dilekçelerde kullanılması dışında yazılı izin olmaksızın kopyalanarak, özetlenerek veya sair şekillerde paylaşılması gibi her çeşit intihal durumunda gerekli hukuki ve cezai yollara başvurulacaktır.

KVKK Aydınlatma ve Açık Rıza Metni