Görevsiz Mahkeme Aşamasında Zorunlu Arabuluculuk Dava Şartı Eksikliği Giderilebilir mi
Hukuki uyuşmazlıklarda dava şartı zorunlu arabuluculuk uygulamasının kapsamı günden güne genişlemekte olup buna bağlı olarak da kimi soru işaretleri doğmaktadır. Nitekim görevsiz mahkeme aşamasında zorunlu arabuluculuk dava şartı eksikliği tamamlanabilir mi sorusu da bunlardan biri olup işbu yazımızda konuyu irdeleyeceğiz.
Yazı İçeriği
Görevsiz Mahkeme Aşamasında Zorunlu Arabuluculuk Dava Şartı Eksikliğinin Giderilmesi
Görevsizlik kararı sonrası arabulucuya başvuru dava şartı eksikliği; ilk başta ikame edilen davada mahkemenin, bir başka mahkemeyi görevli olarak görmekle görevsizlik kararı vermesi ve fakat görevli olduğu belirlenen mahkemede dava ikame edilebilmenin şartlarının arasında dava şartı zorunlu arabuluculuğun bulunması halinde söz konusu olacaktır.
Bir başka anlatımla, asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu düşünülüp dava açıldıktan sonra mahkemece asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu belirlenerek görevsizlik kararı verilmesi halinde asliye ticaret mahkemesine gidecek uyuşmazlığın dava şartı zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu hallerde dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gündeme gelebilir.
Bu noktada yüksek mahkemenin istikrarlı görüşü, dosya görevli mahkemeye intikal ettiğinde dava şartı zorunlu arabuluculuğun yerine getirilmemiş olmasının dava şartı yokluğundan reddi gerektireceği yönündedir.
Öte yandan bu dava şartı eksikliğin giderilebilir bir dava şartı eksikliği mi yoksa giderilemez bir dava şartı eksikliği mi olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Şöyledir ki;
Bir görüşe göre zorunlu arabuluculuk dava şartının görevsiz mahkemede ilk davanın açıldığı tarihte mevcut olması gerektiği savunulmaktadır. Buna göre, asliye hukuk mahkemesinde dava açılırken davada görevsizlik kararı verilmesi ve asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunun belirlenmesi halinde; asliye hukuk mahkemesinde ilk davanın açıldığı tarihte ticari uyuşmazlıklarda dava şartı zorunlu arabuluculuk yapılmamış ise davanın dava şartı yokluğundan reddi gerekeceği düşünülmektedir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin bu yönde içtihatlar mevcut olsa da Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin bu yöndeki kabulünden yakın tarihli içtihatlarında dönmüş olduğu gözetildiğinde Yargıtay nezdinde salt 6. Hukuk Dairesinin mezkûr görüşü kabul ettiği söylenebilir.
Buna mukabil çoğunluk görüşüne göre zorunlu arabuluculuk dava şartı eksikliği görevsiz mahkemede aşamasında giderilebilir bir eksikliktir. Bir başka ifade ile dava görevsiz mahkemede ikame edildikten sonra ve görevli mahkemede esas numarası almadan önce zorunlu arabuluculuğa gidilerek dava şartı eksikliğinin tamamlanabilir olduğu kabul edilmektedir.
Sonuç itibariyle görevsiz mahkeme aşamasında zorunlu arabuluculuk dava şartı eksikliği tamamlanabilir mi sorusu bakımından uygulamada farklı kabuller olmakla birlikte ekseriyetle bu dava şartı eksikliğinin dava, görevli mahkemede esas numarası almadan önce ve görevsiz mahkeme safhasında tamamlanabileceği yönündedir. Bu minvalde, her iki yöndeki yargı kararları aşağıdaki gibidir.
Görevsiz Mahkeme Aşamasında Zorunlu Arabuluculuk Dava Şartı Eksikliği Giderilebilir Görüşündeki Kararlar
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/3187 E. 2021/762 K. 04/02/2021 T. Künyeli kararına göre; “Dava açılmadan önce arabulucuya hiç başvurulmamış olması dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddini gerektiren bir husus olup, arabulucuya başvurulmuş olmakla birlikte anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemece verilen kesin süre içerisinde sunulmamış olması ise davanın usulden reddi yaptırımına bağlanmıştır.
Somut olayda davacı vekili tarafından 28.05.2019 tarihinde asliye hukuk mahkemesinde dava açılmış, yargılama devam ederken 12.07.2019 tarihinde arabulucuya başvurulmuş ve tarafların uzlaşmadığına dair 06.08.2019 tarihinde tutanak düzenlenmiştir. İstanbul Anadolu 14.Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/539 Esas sayılı dosyasında ticaret mahkemesinin görevli olduğunu belirterek görevsizlik kararı vermiştir. İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/358 Esas sayılı dosyasında 13.02.2020 tarihinde tensip düzenlemiştir. Elde ki dosyada istisnai olarak görevsiz mahkeme aşamasında bu eksikliğin giderildiği ve görevli mahkeme olan ticaret mahkemesinde davanın esasına girilmeden arabuluculuk işleminin tamamlandığı anlaşıldığından Mahkemece esasa girilerek karar verilmesi gerekirken tekrar davacıdan arabuluculuk Yasası gereklerini “anlaşmazlık tutanağının getirilmesi” istemek Yasanın uygulanmasındaki amacına da uygun düşmeyeceği, somut olayda HMK’nin 115/3. Maddesinde gözönüne alındığında dava şartı yokluğundan red kararı verilmesi doğru görülmemiştir.”
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2022/4240 E. 22/6367 K. 27/09/2022 T. Künyeli kararına göre; “İş bu davada, yukarıdaki kanuni düzenlemeler doğrultusunda davacı tarafından verilen görevsizlik kararı kesinleşmeden arabulucuya başvurulduğu ve son tutanağın bir örneğinin görevli asliye ticaret mahkemesinde davanın açıldığı tarih olan 28.2.2022 tarihinden önce dosyaya sunulduğu anlaşılmakla, mahkemece dosyaya sunulu bu tutanağın ilk dava açılmasından önce sunulması gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğundan reddine dair verilen karar usul veyasaya aykırı olup, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olduğundan somut davaya ilişkin yerinde bulunan kanun yararına temyiz itirazlarının kabulü ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.”
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2022/573 E. 2022/7275 K. 04/10/2022 T. Künyeli kararına göre; “Somut olayda; davacı vekili tarafından 21/09/2020 tarihinde asliye hukuk mahkemesinde dava açılmış, 03/02/2021 tarihinde arabulucuya başvurulmuş ve tarafların anlaşmadığına dair 17/02/2021 tarihinde tutanak düzenlenmiştir. Kayseri 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/219 esas sayılı dosyasında tüketici mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş ve bu karar 23/02/2021 tarihinde kesinleşmiştir. Kayseri 1. Tüketici Mahkemesinin 2021/131 esas sayılı dosyasında 25/02/2021 tarihinde tensip tutanağı düzenlemiştir. Eldeki dosyada istisnai olarak görevsiz mahkeme aşamasında bu eksikliğin giderildiği ve görevli mahkeme olan tüketici mahkemesinde davanın esasına girilmeden arabuluculuk işleminin tamamlandığı anlaşıldığından mahkemece işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, tekrar davacıdan 6325 sayılı Kanunun gereklerini yerine getirmesini istemek Kanunun uygulanmasındaki amacına da uygun düşmeyeceğinden, yazılı şekilde davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.”
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2023/11279 E. 2023/16278 K. 30/10/2023 T. Künyeli kararına göre; “Somut olayda; dava, 25.01.2018 tarihinde … 12. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış ve Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalılardan … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi tarafından eldeki davaya bakma görevinin … mahkemesine ait olduğu ve görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilmiş ve karar istinaf edilmeksizin 25.05.2022 tarihinde kesinleşmiştir. Görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dosyanın 27.05.2022 tarihinde … 6. … Mahkemesine tevzi edildiği ve … 6. … Mahkemesince davacı tarafa arabuluculuk tutanağını sunması için bir haftalık kesin süre verildiğine ilişkin muhtıra çıkarıldığı, davacı tarafça sunulan arabuluculuk son tutanağı içeriğinden, arabuluculuk sürecinin başlama tarihinin 05.03.2022, bittiği tarihin 24.03.2022 (Tutanakta sehven 24.03.2021 tarihi yazılmıştır.) olduğu görülmektedir.. Davacı tarafça sunulan arabuluculuk son tutanağına göre davalılardan sadece … ile dava şartı arabuluculuk sürecinin yürütüldüğü ve sürecin sonunda anlaşma sağlanamadığı anlaşılmaktadır.
Buna göre davacı tarafça asliye hukuk mahkemesine dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmadığı; ancak dosyanın görevli olan … mahkemesinin esasına kaydedilmesinden önce arabulucuya başvurulup sürecin sonuçlandırıldığı tartışmasızdır. Böylece 7036 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun uygulanmasındaki amaç ve usul ekonomisi gözetildiğinde; dava şartının yerine getirildiği kabul edilip işin esasına girilerek oluşacak sonucu göre karar verilmesi gerekirken davalılardan … yönünden yazılı şekilde davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.”
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2023/13461 E. 2024/312 K. 15/01/2024 T. Künyeli kararına göre; “Somut olayda dava, 13.03.2019 tarihinde Hendek 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış, Mahkemece eldeki davaya bakma görevinin … mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle 13.12.2022 tarihinde görevsizlik kararı verilmiş ve karar istinaf edilmeksizin 08.02.2023 tarihinde kesinleşmiştir. Görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dosya 24.02.2023 tarihinde … 5. … Mahkemesine tevzi edilmiş olup İlk Derece Mahkemesince, davacı vekilinin görevsizlik kararı verilmesinden sonra 26.12.2022 tarihinde arabuluculuk başvurusunda bulunduğu; ancak görevsiz mahkemede davanın açıldığı tarihten sonra arabuluculuk dava şartının tamamlanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Ne var ki varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir.
Davacı tarafça; uyuşmazlığın, işçi ile işveren arasında … ilişkisi nedeniyle sözleşmeden kaynaklandığı ve 7036 … Kanun’un 5 inci maddesine göre … mahkemelerinin görev alanına girdiği göz ardı edilerek davanın görevsiz asliye hukuk mahkemesinde açıldığı, bu nedenle de 7036 … Kanun’un 3 üncü maddesinde “Kanuna, … veya toplu … sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda” dava şartı olarak düzenlenen arabuluculuğa başvurulmadığı görülmektedir. Ancak Hendek 1. Asliye Hukuk Mahkemesince 13.12.2022 tarihinde görevsizlik kararı verilmesi üzerine, 26.12.2022 tarihinde arabuluculuk süreci başlatılarak 04.01.2023 tarihinde son tutanak düzenlenmiştir. Böylece dosyanın görevli olan … mahkemesinin esasına kaydedilmesinden önce arabulucuya başvurulup sürecin sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır. Şu hâlde 7036 … Kanun’un 3 üncü maddesinin ve 6325 … Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun uygulanmasındaki amaç ve usul ekonomisi gözetilerek, somut dava bakımından arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği kabul edilip işin esasına girilerek oluşacak sonucu göre karar verilmesi gerekir. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.”
Görevsiz Mahkeme Aşamasında Zorunlu Arabuluculuk Dava Şartı Eksikliği Giderilemez Görüşündeki Kararlar
Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2023/526 E. 2023/583 K. 15/02/2023 T. Künyeli kararına göre; “Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 7155 sayılı Yasa ile değişik 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinde arabuluculuğa başvurulmadan dava açılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceği düzenlenmiş olup, görevsizlik kararı üzerine davaya görevli mahkemede bakılan dava yeni bir dava olmayıp önceki davanın devamı niteliğinde olduğundan ve aksi yönde istisnai nitelikte bir hüküm de bulunmadığından mahkemece görevsiz mahkemede açılan davadan önce arabuluculuğa başvurulmadığından bahisle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair verilen karar usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir… Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.”
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2022/7355 E. 2022/10412 K. 26/09/2022 T. Künyeli kararına göre; “Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “…Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, görevli mahkemede yapılan yargılaman yeni bir yargılama olmayıp görevsiz mahkemede açılan davanın devamı niteliğinde olduğu, dava şartlarının ilk davanın açıldığı tarih itibariyle gözönünde bulundurulması gerektiği, arabuluculuğa başvurma dava şartı tamamlanabilir bir dava şartı olmadığından davanın açıldığı sırada bu dava şartının bulunmadığı belirlenerek davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesinin hukuka uygun olduğu…” gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir… Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA”
Av. Efehan Mihai Erginer
www.adagiohukuk.com adresinde ve sosyal medya hesaplarımızda yer alan bütün makale, yazı, içerik ve görsellerin telif hakkı Adagio Hukuk Bürosuna aittir. İşbu içeriklerin, mahkeme ve diğer kurumlara ibraz edilecek dilekçelerde kullanılması dışında yazılı izin olmaksızın kopyalanarak, özetlenerek veya sair şekillerde paylaşılması gibi her çeşit intihal durumunda gerekli hukuki ve cezai yollara başvurulacaktır.