eski hale getirme cmk

Eski Hale Getirme CMK

Eski Hale Getirme CMK

Eski Hale Getirme CMK kurumu; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 40 ila 42. maddelerinde düzenlenmiş olup buna göre;

5271 sayılı CMK m.40, Eski Hâle Getirme;

“(1) Kusuru olmaksızın bir süreyi geçirmiş olan kişi, eski hale getirme isteminde bulunabilir.

(2) Kanun yoluna başvuru hakkı kendisine bildirilmemesi halinde de, kişi kusursuz sayılır.”

5271 sayılı CMK m.41, Eski Hâle Getirme Dilekçesi;

“(1) Eski hâle getirme dilekçesi, engelin kalkmasından itibaren yedi gün içinde, süreye uyulduğunda usule ilişkin işlemleri yapacak olan mahkemeye verilir.

(2) Dilekçe sahibi, sürenin geçmesinde kusuru olmadığına ilişkin olguları, varsa belgelerini de ekleyerek açıklar. Dilekçe verildiği anda usule ilişkin yapılamayan işlemler de yerine getirilir.”

5271 sayılı CMK m.42, Eski Hâle Getirme Dilekçesi;

“(1) Süresi içinde usul işlemi yapılsaydı, esasa hangi mahkeme hükmedecek idiyse, eski hâle getirme dilekçesi hakkında da o mahkeme karar verir.

(2) Eski hâle getirme isteminin kabulüne ilişkin karar kesindir; reddine ilişkin karara karşı itiraz yoluna gidilebilir.

(3) Eski hâle getirme dilekçesi, kararın yerine getirilmesini durdurmaz; ancak, mahkeme yerine getirmeyi erteleyebilir.”

Ceza Hukuku Avukatı İzmir Ceza Avukatı

Eski Hale Getirme CMK Nedir?

Ceza mevzuatımızda birtakım işlemlerin yapılması bakımından hiçbir süre öngörülmemişken diğer bazı işlemler için hak düşürücü süreler, koruyucu süreler veya düzenleyici süreler gibi farklı süreler öngörülmüştür. Konumuzla ilgisi bulunan hak düşürücü süreler; hukuki işlemlerin yapılabileceği yukarı sınırları belirleyen sürelerdir. Bu süreler geçtikten sonra ceza muhakemelerinde ilgili işlemi yapmak kural olarak mümkün değildir. Ancak, bazı koşulların mevcudiyeti halinde bu işlemlerin, hak düşürücü süreler geçtikten sonra dahi yapılabileceği söylenebilir. Bu koşullar;

CMK Eski Hale Getirme Sebep Unsuru

Eski hale getirme kurumu (status quo ante bellum)na başvurulması unsurlarından biri kişinin kusuru olmaksızın belli bir süreyi kaçırmasına yol açan bir sebebin varlığıdır. Bu sebep unsuru bakımından kanunda tahdidi sayıma gidilmemiş olduğundan kişinin kusurunun olmadığı ve süreyi kaçırmasına yol açan her türlü sebep, eski hale getirme bakımından geçerli birer sebep olarak sayılacaktır.

Bu minvalde doğal afetlerin meydana gelmesi, ağır hastalık yaşanması, tesadüfen yaşanan ve eski hale getirme isteminde bulunan kişiye bir kusur atfedilemeyecek bir kazanın mevcudiyeti gibi hâller, eski hale getirme bakımından geçerli birer sebep olarak kabul edilecektir.

Örnek olarak; A’nın B’ye hakaret ettiği olayda B, Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak kendisine hakaret ettiğinden bahisle A hakkında şikâyette bulunmak istemektedir. Ancak, B bu şikayette bulunamadan A tarafından kaçırılmış ve 1 yıl boyunca alıkonulmuştur. Akabinde serbest kalan B, derhal Cumhuriyet Başsavcılığına giderek A hakkında işlediği diğer suçların yanında hakaret suçundan da şikayette bulunmuştur. Kural olarak basit hakarette bulunma suçunda şikayette bulunma süresi 6 aydır. (TCK m.131/1) Buna mukabil, mağdurun şikayet için hak düşürücü süreyi kaçırmasında kendisine hiçbir kusur atfedilemeyeceğinden eski hale getirme kurumundan yararlandırılarak şikayetin süresinde olduğunun kabulü gerekir.

Bir başka örnek ise; yine A’nın B’yi hakaret suçundan şikayet edeceği olayda A’nın trafikte giderken tesadüfi olarak meydana gelen bir kazada yaralanarak komaya girmesi halinde, ağır hastalığın meydana gelmesinde kendisine bir kusur atfedilemeyeceğinden, komadan çıktıktan sonra hak düşürücü süre kaçmış ise de eski hale getirme kurumundan yararlanabilecektir.

CMK Eski Hale Getirme Kusur

CMK m.40/1 hükmüne göre kusuru olmaksızın belli bir süreyi kaçıran kişi, eski hale getirme isteminde bulunabilir. Burada kusur ile kastedilen, süreyi kaçıran ve eski hale getirme kurumuna başvurmak isteyen kişinin; mümkün ve beklenilebilir özeni göstermiş olmasıdır. Öte yandan, hak düşürücü sürenin kaçırılmasında kişinin taksirle olsa dahi kusuru mevcut ise artık eski hale getirme talebinde bulunamayacaktır. (Özbek vd., Ceza Muhakemesi Hukuku, b.13, s.147) Yine bunun gibi hata halinde de 5237 sayılı TCK m.30 gereği eski hale getirme kurumuna başvurma olanağı yoktur.

Ayrıca belirtmek gerekir ki; itiraz, istinaf, temyiz gibi kanun yolunun kişiye bildirilmesinde hataya düşüldüğü hallerde de kişinin kusursuz olduğu varsayılacağından eski hale getirme kurumuna başvurmasında bir beis yoktur. Zira, 5271 sayılı CMK mk.40/2 hükmünde; “Kanun yoluna başvuru hakkı kendisine bildirilmemesi halinde de, kişi kusursuz sayılır.” hükmü mevcuttur. Burada kanun yolunun kişiye bildirilmemesinden kasıt; hem kanun yolunun hiç bildirilmemesi veya yanlış bildirme halleridir. Bir başka anlatımla, istinaf kanun yoluna başvuru süresi 7 gün olarak bildirilmesi gerekirken sehven 2 hafta olarak bildirilmiş ise buna dayanarak 10. günde istinaf kanun yoluna başvuran kişinin eski hale getirme kurumundan yararlandırılarak yaptığı başvurunun süresinde olduğunun kabulü gerekecektir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2009/7-133 E. 2009/204 K. 07.07.2009 T.)

Öte yandan kusurun varlığına Örnek olarak; yine A’nın B’yi hakaret suçundan şikayet edeceği olayda A’nın trafikte giderken meydana gelen bir kazada yaralanarak komaya girmesi halinde, trafik kazasının meydana gelmesinde A’yı taksirle de olsa sorumlu tutabiliyor isek artık, A’nın kusuru olmadığından bahsedilemeyeceği için eski hale getirme kurumundan yararlanması da mümkün olamayacaktır. (Özbek vd., Ceza Muhakemesi Hukuku, b.13, s.147)

CMK Eski Hale Getirme Süresi

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 41/1. maddesi hükmüne göre; “Eski hâle getirme dilekçesi, engelin kalkmasından itibaren yedi gün içinde, süreye uyulduğunda usule ilişkin işlemleri yapacak olan mahkemeye verilir.”

Bu sebepledir ki, kusuru olmaksızın belirli bir süreyi kaçıran kişi, süreyi kaçırmasına sebep olan engelin ortadan kalkması tarihinden itibaren yedi gün içerisinde ilgili makama eski hale getirme dilekçesi vermelidir. Aksi halde, süresi içerisinde dilekçe verilmediğinden cihetle eski hale getirme başvurusunun reddi gerekecektir.

CMK Eski Hale Getirme Yetki

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 41/1. maddesi hükmüne göre; “Eski hâle getirme dilekçesi, engelin kalkmasından itibaren yedi gün içinde, süreye uyulduğunda usule ilişkin işlemleri yapacak olan mahkemeye verilir.

Ayrıca aynı kanunun 42/1. maddesine göre de; “Süresi içinde usul işlemi yapılsaydı, esasa hangi mahkeme hükmedecek idiyse, eski hâle getirme dilekçesi hakkında da o mahkeme karar verir.”

Görüleceği üzere, eski hale getirme başvurusu, kaçırılan hak düşürücü süre kaçırılmasa idi hangi mahkemeye başvuru yapılacaktı ise o mahkemeye yapılacaktır. Öte yandan, madde lafzında muhtevi mahkeme ibaresi yanıltıcı olup, özünde ceza muhakemesi bakımından yapılmak istenen işlem bakımından süre kaçmasa idi hangi makam o işlemi yapacaktı ise başvurunun o makama yapılması gerekir. Mesela, hak düşürücü süresi kaçırılan bir şikayet başvurusu için eski hale getirme kurumuna başvurulmak isteniyor ise başvurunun yapılacağı makam mahkeme değil, yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı olacaktır. Bu minvalde, madde metninde muhtevi mahkeme ifadesinin kıyasen savcılık gibi diğer makamlara da uygulanabileceğinin kabulü gerekir. (Özbek vd., Pratik Çalışma Kitabı -II- Ceza Muhakemesi Hukuku, b.16, s.79)

Dilekçede Bulunması Gerekenler

Eski hale getirme dilekçesinde hangi hususların bulunması gerektiği CMK’da belirtilmiştir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 41/2. maddesi hükmüne göre; “Dilekçe sahibi, sürenin geçmesinde kusuru olmadığına ilişkin olguları, varsa belgelerini de ekleyerek açıklar. Dilekçe verildiği anda usule ilişkin yapılamayan işlemler de yerine getirilir.

Bu minvalde, eski hale getirme talebinde bulunan taraf dilekçesinde; hak düşürücü sürenin kaçırılmasında bir kusuru bulunmadığına ilişkin vakıaları ve varsa belgeleri sunmalıdır. Ayrıca, maddenin son cümlesinde; “Dilekçe verildiği anda usule ilişkin yapılamayan işlemler de yerine getirilir.” Denilmekte olduğundan, sürenin kaçırılması ile yapılamayan işlemin de eski hale getirme başvurusu ile birlikte yapılması gerektiği anlaşılmaktadır. Bir başka ifade ile, istinaf kanun yoluna başvuru süresini kusuru olmaksızın kaçıran taraf, eski hale getirme dilekçesini vermekle beraber aynı zamanda istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesini de verecektir.

Eski Hale Getirme Talebinin İncelenmesi

Süresi içinde ilgili usul işlemi yapılsaydı, esasa hangi makam hükmedecek idiyse, eski hâle getirme dilekçesi hakkında da o makamın karar vereceğini belirtmiş idik. Nitekim, eski hale getirme dilekçesini alarak eski hale getirme talebini inceleyecek makam, bu incelemeyi dosya üzerinden gerçekleştirecektir.

Eski Hale Getirmenin Kabulü ve Reddi Kararları

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 42/2. maddesi hükmüne göre; “Eski hâle getirme isteminin kabulüne ilişkin karar kesindir; reddine ilişkin karara karşı itiraz yoluna gidilebilir.”

Bu sebeple, eski hale getirme başvurusunun kabulüne ilişkin kararlar kesin olup, bu kararlar hakkında herhangi bir olağan kanun yoluna başvurulması mümkün değildir. Öte yandan eski hale getirme başvurusunun reddine ilişkin kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir. İtirazın hangi makama yapılacağı noktasında ise 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 268. maddesine bakılmalıdır.

Eski Hale Getirme Talebinin Kararın Yerine Getirilmesine Etkisi

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 42/2. maddesi hükmüne göre; “Eski hâle getirme dilekçesi, kararın yerine getirilmesini durdurmaz; ancak, mahkeme yerine getirmeyi erteleyebilir.”

Eski hale getirme başvurusu, kararın yerine getirilmesini engellemez. Bu sebeple, eski hale getirme başvurusunun, kararın yerine getirilmesini etkilemeyeceği düşünüldüğünde somut olayın özellikleri gerektiriyor ise hak kaybına mahal vermemek adına, eski hale getirme başvurusu ile birlikte kararın yerine getirilmesinin de ertelenmesi adına başvurmakta fayda vardır.

Eski Hale Getirme CMK – İçtihatlar

Özet: Kararın tebliği sırasında askerlik yapan ve temyiz süresine kaçıran sanığın eski hale getirme talebini değerlendirecek makam Yargıtay olup, ilk derece mahkemesinin bu istemle ilgili verdiği karar yok hükmündedir. Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 2021/11165 E. 2023/9285 K. ve 29.11.2023 Tarihli kararına göre:

Temyiz süresinin geçmesinden doğan sonuçları ortadan kaldırmak üzere başvurulan eski hale getirme talebiyle ilgili olarak değerlendirme yapma ve karar verme yetkisinin 5271 sayılı Kanun’un 42 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca Yargıtay’a ait bulunmasına rağmen, yerel Mahkeme’ce bu istemle ilgili olarak verilen kararın hukuken geçersiz ve yok hükmünde olduğu belirlenip, eski hale getirme talebinin reddine ilişkin 20.07.2016 tarihli ek kararın hukuki değerden yoksun olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Gerekçeli kararın tebliği sırasında sanığın askerlik görevini yapmakta olduğu anlaşılmakla, sanığın eski hale getirme talebinin yerinde ve öğrenme üzerine yaptığı 01.07.2016 tarihli temyizin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan inceleme…”

Özet: Kanun yollarına başvurabileceği hatırlatılmadığından eski hale getirme isteminin yerinde olduğu ve temyizin süresinde olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2021/19211 E. 2023/24257 K. ve 21.11.2023 Tarihli kararına göre:

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, başka suçtan cezaevinde hükümlü bulunan sanığa, SEGBİS sistemi ile yüzüne karşı verilen hükümde, tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne beyanda bulunmak suretiyle veya bu hususta bir dilekçe vererek kanun yollarına başvurabileceği hatırlatılmadığı anlaşıldığından, eski hale getirme isteği yerinde ve öğrenme üzerine gerçekleştirilen sanığın temyizinin süresinde olduğu kabul edilerek 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü…”

Özet: Yapılan tebligatın usule uygun olmadığı gözetilerek sanığın eski hale getirme talebinin kabulü ile temyiz talebinin süresinde olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 2021/14321 E. 2023/8657 K. ve 8.11.2023 Tarihli kararına göre:

Sanığın yokluğunda verilen gerekçeli kararın sanığın aile konutu olan ikametgah adresine düzenlendiği, tebligat üzerinde isimsiz olarak “işyeri yetkilisi olduğunu beyan eden” kişiye tebliğ edildiğinin belirtildiği, bu haliyle yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı anlaşılmakla, sanığın öğrenme üzerine yaptığı eski hale getirme talebi ile birlikte temyiz talebinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede…”

Özet: Okuma yazma bilmeyen ve bu nedenle temyiz süresini kaçırdığı gerekçesiyle eski hale getirme isteminde bulunan kişinin yasal şartları bulunmadığından isteminin reddi gerekir. Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 2020/29476 E. 2020/15991 K. ve 22.12.2020 Tarihli kararına göre:

Sanık … hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; 30.09.2010 tarihinde yokluğunda verilen gerekçeli kararın 24.11.2010 tarihinde sanığa bizzat tebliğ edildiği, sanığın C.M.U.K. nun 310/1 maddesindeki bir haftalık temyiz süresini geçirdikten sonra, 04.03.2011 tarihinde okuma yazması olmaması nedeniyle temyiz isteminde bulunamadığını beyan ederek eski hale getirme ve temyiz isteminde bulunduğu anlaşılmakla; koşulları taşımayan eski hale getirme ve süresinde yapılmayan temyiz isteminin 5320 sayılı Yasa’nın 8/1 maddesi yollamasıyla, 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi gereğince REDDİNE…”

Özet: Kanun yolunun yanlış bildirilmesinin, hiç bildirilmemesi ile eş değerde olduğu nazara alınarak eski hale getirme sebebinin varlığı kabul edilmelidir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2009/133 E. 2009/204 K. ve 14.07.2009 Tarihli kararına göre:

“Yasayolunun yanlış gösterilmiş olması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “ “Adil Yargılanma Hakkını” ” düzenleyen 6. maddesi ile bu hakkın kapsamına yeni bir yorum getiren, Sözleşmeye Ek 7 Nolu Protokolün 2. maddesine, 2709 sayılı T.C. Anayasası’nın 40/2. maddesine ve 5271 sayılı CYY’nın 34/2, 231/2 ile 232/6. maddelerine açıkça aykırılık oluşturduğundan, belirtilen durumun 5271 sayılı Yasanın 40. maddesi uyarınca eski hale getirme nedeni sayılması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır. Yerel Mahkeme kararında, yasayoluna başvuru süresinin gösterilmesi nedeniyle, sanığın bu sürede başvurması halinde CYY’nın 264/2. maddesi uyarınca merciide yanılgı nedeniyle başvurusunun incelenebileceği ileri sürülebilir ise de, anılan madde ancak yasayoluna başvuru halinde ugulanabilecek bir maddedir. İlgililerin yasayoluna başvurmadıkları durumda bu maddenin uygulanmasına olanak bulunmamaktadır. Bu durumda, 5271 sayılı CYY’nın 40. maddesindeki açık düzenleme uyarınca, yasayolunun yanlış bildirilmesinin, hiç bildirilmemesi ile eş değerde olduğu nazara alınarak bu durumun eski hale getirme nedenini oluşturduğu kabul edilmeli bu yola başvurabilmelerinin sağlanması açısından eksikliği gidermeye yeterli meşruhatlı duyuru ile taraflar bilgilendirilmelidir.”

Av. Efehan Mihai Erginer

www.adagiohukuk.com adresinde ve sosyal medya hesaplarımızda yer alan bütün makale, yazı, içerik ve görsellerin telif hakkı Adagio Hukuk Bürosuna aittir. İşbu içeriklerin, mahkeme ve diğer kurumlara ibraz edilecek dilekçelerde kullanılması dışında yazılı izin olmaksızın kopyalanarak, özetlenerek veya sair şekillerde paylaşılması gibi her çeşit intihal durumunda gerekli hukuki ve cezai yollara başvurulacaktır.

KVKK Aydınlatma ve Açık Rıza Metni